Her koşula uyum sağlayabilen insanoğlu, yine kendini kandırıyor.

 Zorunluluğun bıraktığı hazin izleri görüyorum her bir insanda. Yaşama tutunmak için, devam edebilmek için...  Yoksa sadece ben mi böyle hissediyorum? 

Bazen hiçbir şey yapmak istemiyorum, aniden  sebebi belirsiz bir mutsuzluk içimde var oluyor. Bu anlarda öylece kalıyorum, öyle bir durgunum ki anlatamam ; ne düşünüyorum ne de bir şey yapabiliyorum. İçimde hiç dinmeyen bir titreme oluyor, üşüyorum. Kendimi yatakta uzanmış, gözlerimi kapatmış geçmesini beklerken buluyorum. Gözlerimde kendiliğinden oluşan yaşlar eşliğinde. 

En savunmasız olduğum anlardan birisi sanırım.  Sahte benliğimle içimdeki korkağın yüzleştiği o geçmek bilmeyen saniyelerin sonunda, yeni bir yalan içinde buluyorum kendimi. Söyleyen  ve kandırılan kişinin ben olması ne kadar ironik olsa da bu yalanlar devam etmemi sağlıyor.  İç içe geçen bu yalanlar zinciri hayatımı devam ettiriyor. 

Etrafıma baktığımda hayatın aslında bizim kılıf uydurduğumuz yalanlardan  ibaret olduğunu düşünüyorum bu sıralar. İnsanoğlu her iyi ve kötü şeye bir sebep ararken aslında her seferinde kendine yalan söylüyor. Bunu yaşamaya devam etmek için yaptığını anlıyorum, ne de olsa bende bunu yapıyorum. 

Ama fark edince bu hisler acınası hissettiriyor. Her şeye uyum sağlayabilen bir varlık olmamız acınası hissettiriyor. Her türlü şeye alışan ve ona göre şekillenen bir yaratıktan ibaretim sanki. Ne kadar zor ve acı ya da güllük gülistanlık şartlar olursa olsun, biraz zaman geçtikten sonra o şartlara göre yaşıyoruz. Düşüncelerimiz o şartlara göre değişiyor, yeni yaşam standartlarımızı bu düşünceler belirliyor.

Geçmişten ders çıkarmaya çalışan o kadim insanlık, her seferinde günün şartlarına uyum sağlamak adına oluşturduğu yalanlarına kılıf uyduruyor. Aslında bunu kendini tatmin edebilmek için istemsizce yapıyor. Eğer yaptığı eylemlere uygun sebep ve sonuç oluşturmasaydı, içi rahat etmeyecekti çünkü. Kafasında  çözülmemiş düşünceler sürekli bir belirsizliğe gebe olacaktı. Delirmemek içindi belki de. 

Sürekli akıp giden bu zaman döngüsünde, benim yanımda çok yüce kalan bu yaşanmışlıklar mezarlığında, çok aciz gelebilir düşüncelerim. Şimdilik, hatta şimdi çok geniş bir zaman ifadesi olup birden fazla anlama gelebilir: birkaç gün, iki hafta, bir ay... Benim ne zaman sonlanacağını bilmediğim hayatımda , bu zaman ifadeleri büyük anlamlar taşıyor. Şimdilik, düşüncelerin aynı kalması için çok uzun süre demek. 

Sonuçta tüm bunları düşünüp yarın yine uyanıp devam etmeye çalışan o aciz varlık ben olacağım.  Yalanlar zincirime yenisini ekleyip belki de farklı bir şekilde süsleyeceğim, kim bilir? 

Yorumlar